Iğdır’da Su Krizi Belediyeyi Aştı: Devletin Gücü Neden Devreye Girmedi?
Iğdır’da yaşanan su krizi, günlerce süren kesintilerle vatandaşın sabrını taşırırken, tartışmaların odağı ağırlıklı olarak Iğdır Belediyesi üzerinde yoğunlaştı. Vatandaşın belediyeye tepki göstermesi haklıydı; çünkü musluktan su akmadı, kış şartlarında binlerce insan temel ihtiyaçlarından mahrum kaldı. ancak gelinen noktada açık bir gerçek var: Bu kriz artık belediyeyi aşan bir boyuta ulaştı. Belediye, sınırlı imkânlarıyla geçici tedbirler almaya çalıştığını, iki ay beklemeden sürece müdahale ettiğini açıklasa da, bu adımlar vatandaş günlerce mağdur olduktan sonra atıldı. Asıl tartışılması gereken konu ise burada başlıyor:Yerel yönetimin imkânlarının yetersiz kaldığı bu noktada devletin gücü neden devreye girmedi?
DSİ Bu Süreçte Ne Yaptı?
Su yönetimi ve altyapısı konusunda Türkiye’nin en yetkili kurumlarından biri olan Devlet Su İşleri (DSİ), yaptığı basın açıklamalarında sorunun kendilerinden kaynaklanmadığını, meselenin “belediyelik” olduğunu ifade etti. Ancak kamuoyunun cevabını beklediği soru hâlâ ortada duruyor:DSİ bu süreçte belediyeye hangi somut desteği verdi? Alternatif su kaynakları, geçici hatlar, teknik ekipman, uzman desteği ya da olağanüstü durum planlaması devreye alındı mı? Bu sorulara net yanıt verilmedi. “Ben görevimi yaptım” söylemi, susuz kalan vatandaş için bir çözüm üretmedi.
Kurumlar Tartıştı, Bedeli Halk Ödedi
Bir yanda “İmkânlarımız kısıtlı” diyen belediye, diğer yanda “Bu bizim sorumluluğumuz değil” diyen DSİ…Bu tartışmanın ortasında kalan ise Iğdır halkı oldu. Oysa Iğdır, su kaynakları açısından zengin bir bölgede yer alıyor. Buna rağmen kış ortasında susuzluk yaşanması, ihmal ve koordinasyon eksikliğinin açık göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Bu Bir Arıza Değil, Yönetim Sınavıdır
Kriz sonrasında yapılan “deneme süreci tamamlandı, kesinti gerekmiyor” açıklamaları, yaşanan mağduriyeti unutturmuyor. Iğdır’da yaşananlar, tek başına belediyeye yüklenemeyecek kadar büyük bir sorundur. Devletin güçlü kurumlarının, yerel yönetimin tıkandığı noktada devreye girmesi beklenirdi. Bugün halk adına sorulması gereken soru nettir:Belediye yapamadıysa, DSİ neden daha güçlü bir şekilde sahaya inmedi? Bu soru cevapsız kaldıkça, Iğdır’da yaşanan su krizi bir altyapı arızası olarak değil, dsi–yerel yönetim koordinasyonunun sınıfta kaldığı bir süreç olarak anılmaya devam edecektir. HAKAN ARAS