Iğdır’da arıcılık üzerine işletme kuran Ahmet GÜLEN isimli bir vatandaşımız sosyal medya hesabımızdan gazetemize ulaşarak Iğdır İl Tarım ve Orman müdürlüğündeki denetim görevi olan personeller ve tavırları hakkında şikâyetlerinin olduğunu dile getirdiler.
Bizde gazeteciliğin ilkesi gereği, Ahmet GÜLEN beyefendi tarafından, olayın özetini öğrendik.
Daha sonrada müdürlükle de görüşüp, olayı araştırıp kendisini bilgilendireceğimizi bildirdik.
Ahmet Bey whatsapp ihbar hattımızdan, yaşadığı sıkıntıları bize iletti.
İlettiği şekilde yayınlıyoruz:
“Ben Ahmet GÜLEN. 2009 yılından beri Iğdır’da arıcılık yapmaktayım. Severek yaptığım bu işi daha iyi bir seviyeye yükseltmek için birçok araştırmalarda bulundum.
Bal verimini yükseltmek için Almanya’dan damızlık ANA ARI bile getirdim.2017 yılından itibaren Organik sertifakasyon kuruluşu ile çalışmaya başladım ve ürünümü organik sertifika ile belgelendirdim ayrıca İsmimi marka olarak TÜRK PATENT KURUMUNA TESCİLLEDİM.
Kendi çabamla bal dolum ve paketleme tesisi kurdum. Bu süreçte maalesef İL TARIM MÜÜDÜRLÜĞÜNDEN DESTEK YERİNE SIKINTILAR GÖRDÜM.
2018 bal fuarında standıma ORGANİK BAL YAZISI YAZDIĞIM İÇİN İl tarım müdürlüğünde bitki koruma şube müdürü Fidan GONCA Hanım, herkesin içinde “BU BELGE SAHTEDİR” diyerek Halka açık bir yerde BENİ ZOR DURUMDA BIRAKTI.
O esnada VALİ BEY ZİYARETİMİZE GELDİLER. Bende durumu kendilerine arz ettim. Vali bey rahatsız oldu ve yanında bulunan İl Tarım Müdürüne organik sertifikamı uzattı.
Müdür beyde belgeye baktı ve bir sıkıntı yoktur dedi. Bu olaydan sonra artık Fidan Hanım bize göz açtırmadı ve İŞİ KİŞİSELLEŞTİRDİ ve “Bundan sonra sizleri hep denetleyeceğiz” dedi. Organik arıcılık mevzuatını bilmeyen Neslişah ŞURGUN Hanım ile denetlemeye çıktılar. Kışlatma döneminde olan kovanlarımıza bahaneler bulmaya çalıştılar.
2019 bal sezonunda Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş TURKGAP sertifikasyon kuruluşu denetime geldi. Denetmen Mehmet ÜNVER ile birlikte tarım müdürlüğüne gittik.
Fidan hanım ve Neslişah Hanım yerlerinde yoktular. Mehmet Bey kendilerini telefonla aradı, geldiğini onlara haber verdi. Onlarda arazide olduklarını söylediler. Ben ve Mehmet Bey arılığa gittik kendisi bal numuneleri aldı ve Ege üniversitesine analizler için gönderdi.
Neslişah hanım beni telefonla arayarak “Neden organikçinin geldiğini bize haber vermiyorsun” dedi. Bende; “Mehmet Bey ile yerinize geldik, fakat siz yerinizde değildiniz” dedim.
Aradan birkaç gün geçtiBAL ANALİZLERİ TEMİZ ÇIKTI VE ORGANİK BAL SERTİFİKAM BANA GÖNDERİLDİ. Belgemi aldıktan sonra Neslişah Hanım beni aradı “kovanları denetlemeye geleceğiz” dedi.
Bende “Olur, fakat bulunduğum yerde şebeke yok, dairenizde çalışan ve orayı bilen bir arkadaşı size yönlendireyim yolu tarif etsin” dedim.
Tamam dediler.
1 Ağustos ta arılığımda iken araba ile geldiler. Ben kovanlarıma ana arı vermekle meşgul iken 4 kişi kovanların arasına daldılar. Neslişah hanım oğlum ve eşimin yanında bana hesap sorar gibi “Neden telefonuna ulaşamıyoruz” dedi.
Bende “size önceden bilgi vermiştim” dedim. Tavırları ve konuşmaları beni rahatsız etti. Fidan hanım; “Bal numunesi alacağız” dedi.
Bende “Bir şikâyet mi var, neden bir şeyler yakalama edasıyla hareket ediyorsunuz” dedim. O da bana “mevzuat böyledir” dedi. Bende “o zaman alın” dedim.
Fidan hanım Serdar Akkuş beye bir kovanı göstererek;
“BURADAN 3 KİLOLUK BİR PETEK ALIN” dedi.
Serdar beyde;
“Arıcı kendisi kovanını açsın” dedi. Bende “Madem numune almaya geldiniz ve konuya vakıfsınız. Buyurun kendiniz alın” dedim.
Serdar bey “O ZAMAN TUTANAK TUTALIM” dedi.
Bende; “Art niyetli olmasaydınız hemen tutanağa sarılmazdınız” dedim.
Onlarda arabaya binip gittiler.
Ben şebekenin olduğu bir yere çıktım ve İl tarım müdürünü aradım. Sekreteri yerinde olmadığını söyledi. Arıcı birlik başkanını aradım, durumu anlattım. Bakanlığı aradım Sevinç hanımla görüştüm olanları anlattım, Sevinç hanım bir şey olmaz, şehire indiğinde git onları ziyaret et, bir dilekçe yaz tekrar numune almaya gelsinler hatta kendilerini arayacağını söyledi.
Ertesi gün İl Tarım Müdürlüğüne uğradım. Müdür beyle yine görüşemedim, daha sonra Fidan hanımın bürosuna uğradım yerinde yoktu.7 Ağustosta bir dilekçe yazdım, 40 gün geçti cevap alamadım. Denetlemeye geleceklerini bildiren yazı 10.09.2019 tarihinde postacı bana getirilmiştir. Yazılan tarih 26.07.2019.
Bu işte de bir tuhaflık vardır. Sonra öğrendim ki bana ceza kesmeye çalışıyorlar. İtiraz ettim, bu sefer, “Bu yıl verilecek olan arı desteklemeyi iptal edeceğiz” dediler. Ben İl Tarım Müdürüne “Memurlarınız bana hakaret etmiştir, ben suçlu değilim ve bu cezayı kabul etmiyorum” dedim ve daireden çıkacağım zaman Fidan hanıma rastladım, kendisine bu yaptığınız iyi oldu mu dedim, o da ALAY EDERCESİNE;
İYİ OLDU,İYİ OLDU” dedi.
Sonuç olarak ben bu durumdan çok rahatsız oldum. Bugün CİMER’E şikâyette bulundum.
Bu memurların yüzünden, organik tarıma geçmeyi düşünen arıcılar artık vazgeçtiler. Ayrıca öğrendiğim kadarı ile birçok üretici bunlardan rahatsız olmuş. Bu durumun kesinlikle düzeltilmesi lazım.” Dedi
Konu hakkında Iğdır il tarım ve orman müdürü Özkan YOLCU ile bir telefon konuşması gerçekleştirdik.
Müdür beye şahsın ismini söylediğimizde;
“Konu hakkında bilgimiz var, olay size anlatılan gibi değildir. Arıcı arkadaş bir yerden bir belge almış, fakat belgenin doğru olup olmadığına nasıl güvenebiliriz, evet arkadaşlarımız denetime gitmişler, fakat denetim saatinde orada değilmiş. Görevli memurlar, arıcı arkadaşın kovanını açmamışlar. Arıcı kendisi açsaydı. Önce para cezası ve arı destekleme teşvikinden bu yıllık faydalanmama cezası vermek istedik,
Fakat sonra para cezasından vazgeçtik. Arıcı arkadaş baştan sona haksızdır. CİMER’E de yazı yazmış, BU VE BENZERİ YOLLARI SEÇMEYE DEVAM EDERSE PARA CEZASIDA VERECEĞİZ.” Dedi
Arıcı Ahmet GÜLENİN iddiaları üzerine;
1) Müdür bey, madem belgenin asıl olup olmadığına güvenmediniz, vali bey size belgeyi uzattığında neden belgeyi veren kurum hakkında bir araştırma yapmadınız, yaptıysanız belge sahte midir, gerçek midir?
2) Memure hanım belgeyi teyit etmeden “bu belge sahtedir” sözüyle toplum içinde bir insanı rencide etme hakkını kimden almıştır?
3) Bir dilekçeye cevap verme süresi kurumunuzca kaç gündür?
4) Arıcıyı denetlemeye gönderdiğiniz personeller numuneyi kendileri alması gerekmez mi? Eğer kovan sahibi kendisi alırsa, sizce şaibe olmaz mı?
5) Denetime giden personelleriniz söylenildiği üzere, numuneyi görmeden arıcıyı tutanakla tehtid etmiş midir?
6) Iğdır’da arıcılık sektörüne şartlar ve imkânlar bu kadar uygun iken, Bir ilde parmakla sayılacak kadar arıcının olmasının sebebi nedir?