• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • SPOR
  • EKONOMİ
  • ASAYİŞ
  • SAĞLIK
  • SİYASET
  • RESMİ İLANLAR
  • EĞİTİM
  • GENEL
  • TEKNOLOJİ
  • IĞDIR DÜNYA
  • Ara
SON DAKİKA:
19:40
Iğdırlı Gençler 19 Mayıs'ta Ankara'da Türkiye’yi Temsil Etti
18:54
Bendemurat Köyü'nde Mera Açılışıyla Hayvancılığa Nefes Aldıran Proje Hayata Geçti
10:46
Iğdır'ın Yöresel Tatları Tuz Mağaralarında Tanıtıldı
10:32
Fırat Çekim'den Aynı Gün İki Şampiyonluk!
10:31
Iğdır’da “Etkili Zaman Yönetimi” Söyleşisine Yoğun İlgi
09:04
Taşburun’da Can Pazarı: Azerbaycan Plakalı Araç Kazasında 1 Ölü, 4 Yaralı
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Haberler
  2. GENEL
  3. SECDE EDEN YAKINLIK BULUR
GENEL
Yayınlanma: 26 Eylül 2020 - 10:30

SECDE EDEN YAKINLIK BULUR

  Gerçek anlamda namaz kılan bir insan, bütün kâinatı ve bütün varlığı gezip dolaşmış, oradaki kuvveti ve kudreti hmiş, Cenabı Hakk’ın nimetlerini müşa

GENEL
26 Eylül 2020 - 10:30
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
SECDE EDEN YAKINLIK BULUR

 

Gerçek anlamda namaz kılan bir insan, bütün kâinatı ve bütün varlığı gezip dolaşmış, oradaki kuvveti ve kudreti hmiş, Cenabı Hakk’ın nimetlerini müşahede etmiş ve bütün bunlardan dolayı “bütün hamd (övgü, kulluk, ibadet ve teşekkürler,) âlemlerin sahibi, düzenleyicisi ve terbiye edicisi olan ve bütün bunları hizmetimize sunan Allah’a mahsustur” deme bilincine ulaşmış olur.

SECDE EDEN YAKINLIK BULUR

Cenabı hak, sözün en güzelini söylemeyi ve en güzeline uymayı bizlere nasip eylesin. Cenab-ı Hak, insanları ve cinleri ancak kendisine kulluk etmek için yaratmıştır. Bu kulluğun en önemli göstergelerinden biri de hiç şüphesiz namazdır. Huşu ve hudu ile günlük eda edilmesi gereken namaz ibadetini Yüce rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de her müminin alâmet-i fârikası olarak zikreder. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v) ümmetine mensup müminlerin niteliklerinin en güzel şekilde anlatıldığı Fetih suresinin son ayetinde şöyle buyrulmaktadır: Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, onun tarafında olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, devamlı rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların halleri, alametleri ve simaları yüzlerindeki secde izlerinden bellidir.[1]

Günde beş vakit olarak emredilen namaz, ancak her şeyiyle tamam ve içtenlikle kılınması halinde dünyevi ve uhrevi hedef ve sonuçlara ulaştırabilecektir. Bundan dolayı yüce rabbimiz Kur’an’da namaz ile ilgili şu uyarıyı yapmaktadır: “Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın.”[2] Belli ki bu ayet, içkinin tam olarak yasaklanmasından önce nazil olmuştur. Bu ayete göre bir insan, namaz kılarken ne yaptığının farkında olmalı, bilincini açık tutmalı ve rabbinin huzurunda huşu ile durmalıdır. Namaz kılarken yaptığımız eylemlere birlikte şöyle bir göz atalım: Maddi ve manevi temizliğimizi yaptıktan sonra kıbleye yöneliyor ve “Allahu Ekber” diyerek iftitah tekbiriyle namazın açılışını yapıyoruz. Namazın her rekâtından birden fazla tekrarladığımız tekbirin; yani “Allahu Ekber” sözünün anlamı, “her nerede olursak olalım, içimizde veya dışımızda, gördüğümüz veya göremediğimiz âlemde yegâne büyük, yüce, güçlü ve muktedir ancak Cenab-ı Allah’tır.”

İftitah tekbirinden hemen sonra ‘Sübhaneke’ duasını okumak suretiyle evrendeki tespih hareketine hep birlikte dâhil oluyoruz. Çünkü yeryüzünde ve göklerde olan her şey, Yüce Allah’ı bütün noksan sıfatlardan tenzih ve tespih etmektedir. ‘Sübhaneke’ duasıyla bir bakıma yüce rabbimizle konuşmuş ve şunları dile getirmiş oluyoruz: “Allahım! Sen, sınırsız güç ve iktidarınla her türlü tasavvurun üstündesin. Biz seni, sahip olduğumuz sınırlı beden, zihin ve imkânlarla tam olarak kavrayamaz ve anlayamayız. Bunun gibi hiçbir varlık, Allahu Teâlâ’nın büyüklüğünü, azametini, gücünü, kudretini ve yüceliğini tam anlamıyla bilemeyecek ve takdir edemeyecektir. Geçmişte küçücük bir sinekle koca nemrutları helak eden Allah (c.c), günümüzde hacmi zerre bile etmeyen bir virüsle en gelişmiş teknolojilere sahip ülkeleri dize getirebilmektedir. Dolayısıyla imanı gereği namaz kılan biri, Yüce Allah’ın gücünü ve büyüklüğünü kalbiyle, zihniyle ve aklıyla kabul etmiş, diliyle ikrar eylemiş ve eylemleriyle ortaya koymuş olmaktadır.

Namazda her rekâtta Fatiha suresini okuyarak rabbimizi en güzel şekilde tanıyor, övüyor, şükrediyor ve hamdediyoruz. Yani lisan-ı hal ve lisan-ı kâl ile “alemlerin rabbi olan, alemleri terbiye edip bizim emrimize veren Allah’a hamd olsun” demiş oluyoruz. Gerçek anlamda namaz kılan bir insan, bütün kâinatı ve bütün varlığı gezip dolaşmış, oradaki kuvveti ve kudreti hmiş, Cenabı Hakk’ın nimetlerini müşahede etmiş ve bütün bunlardan dolayı “bütün hamd (övgü, kulluk, ibadet ve teşekkürler,) âlemlerin sahibi, düzenleyicisi ve terbiye edicisi olan ve bütün bunları hizmetimize sunan Allah’a mahsustur” deme bilincine ulaşmış olur.

“Elhamdülillah” sözünü dilinden hiç düşürmeyen Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Elhamdülillâh, mizanı doldurur.” Yani bir insan, şuurlu bir şekilde “elhamdillah” derse, kıyamet günü amellerin tartıldığı mizanı sevap ile doldurmuş olur. Bunun için hamd, hem dünyada hem de ahirette en büyük zikrimiz olmalıdır. Cenabı Hak, cennetle mükâfatlandırılan müminlerin cennetteki durumunu şöyle haber vermektedir: “Onların oradaki duası: «Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!» (şeklindedir). Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri söz ise «selâm» dır. Onların dualarının sonu da şudur: Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.”[3] Aslında bu ayet bize, dünyada gerçek bir yol haritası çizmektedir. Yani müminler olarak dünyada da cennet ortamını yaşamak istiyorsak; Yüce Allah’ı, her türlü noksan sıfatlardan tenzih etmeli, birlikte yaşadığınız ve karşılaştığınız bütün insanlarla ve hatta bütün varlıklarla selâm, yani barış ortamını yaşamalı ve her daim Allah’ı âlemlerin Rabbi olarak kabul edip O’na hamdetmeliyiz.

Namaz, müminin Yüce Allah’a bir niyazı, yalvarması ve duasıdır. Namazda ettiğimiz dualardan bazıları şöyledir: “Allahım! Bizi sıratı müstakime ilet, bize dünyada da ahirette de iyilikler ve güzellikler ihsan eyle, bizi, anamızı, babamızı ve bütün müminleri bağışla.” Böylece bütün insanlığın iyiliği ve bağışlanması için günde beş vakit dua ediyoruz. Bu bilinçle günde beş vakit namaz kılan bir müslüman, namazında ettiği duaların sonucunda şu güzelliklerle karşılaşacaktır: Ahirette anası, babası, eşi, dostları ve mümin kardeşleriyle karşılayacak; onlar da kendisine “Allah senden razı olsun. Sen ki gün de beş vakit bizim için dua ettin, ‘anamı, babamı ve bütün müminleri bağışla’ dedin. Biz burada olduğumuz için amellerimiz kesilmişti; ancak senin bize ettiğin dualar sayesinde biz azaptan kurtulup rahmete dâhil olduk” diyerek minnet ve şükranlarını sunacaklar. Demek ki en güzel dua, en güzel zikir ve en güzel fikir namazdır. Namaz kılan kişi, mutluluğun sırrı ve anahtarı sayılan birçok güzelliği bizzat okumuş, hmiş ve yaşamış olmaktadır. Onun için Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Namaz, benim gözümün nuru kılındı” buyurmuştur. Gerçek anlamda temizliğini yapıp namaz kılan bir kimse, gözünün nurunu, basiretini, ferasetini, maneviyatını, şuurunu, aklını, fikrini ve anlayışını geliştirmiş ve artırmış olur.

Namazın en önemli bölümlerinden birisi de hiç şüphesiz secde etmektir. Secde, kul olarak bütün benliğimizle rabbimize yaklaştığımız, yakınlaştığımız ve yüreğimizi açarak yalnızca Onunla söyleşip dertlerimizi döktüğümüz mekânın ve eylemin adıdır. Yalnızca Allah’a secde eden, yakınlık bulur. Bundan dolayı Cenabı Hak, her bir kulunu secde etmeye davet etmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Secde et ve yaklaş.”[4] Yani Allah’a yaklaşmak ve yakınlaşmak için secde edeceğiz. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Kulun Allah’a en yakın oldu an, secde anıdır” buyurmaktadır. Secde anı, dünyanın en yüce ve en mübarek anıdır. Çünkü alnımız ve burnumuz yerde sürünürken “Allahım! Sen ki yüceler yücesisin ve ben aciz, fakir ve hakir bir kulunum” demiş oluyoruz.

Bilim adamlarının belirttiğine göre beyin, dört bölgeye ayrılır: Ön (frontal) lob, yan (parietal ve temporal) loblar ve arka (oksipital) lob. Burnun hemen üstünde ve başın ön kısmında, yani alnımızda bulunan ön lobun bulunduğu kısım, bilinçli kararların alındığı, planlama ve karar vermenin gerçekleştirildiği kısımdır. Dolayısıyla bütün iyiliğe ve aynı zaman da kötülüğe, ibadete ve kulluğa karar veren bölge, insanın alnıdır. Her insan için alın, bir nevi sevk ve idare merkezidir. Bu bilinçle alnımızı yere koymak suretiyle gerçekleştirdiğimiz secde eylemi, yalnızca rabbimiz olan Allah’ın huzurunda eğilmeye karar verme ve bu hal üzere bütün bir ömür karar kılmanın adıdır. Secde halinde olan bir insan, bütün benliği ve şuuruyla, en işlevsel bölgesini, yani alnını yere dokundurarak Allah’ın yüceliğinin kabul etmiş oluyor.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; kâinatta Yüce Allah’ın cemalini ve celalini yansıtan, kulların da kulluğunu, itaatini, aczini ve fakirliğini gösteren en güzel tablo, secde halidir. Çünkü bu hal, rabbimizin en sevdiği, kendisine yaklaşmamızı ve yakınlaşmamızı talep ettiği en güzel ve en anlamlı haldir. Sahabe arasında Hz. Peygamber’e hizmet eden Rabia adında bir genç vardı. Sahihi Müslim’de geçen bir rivayette Rabia şöyle anlatıyor: “Hz. Peygamber (s.a.v.)’in yanında geceliyor, abdest suyunu veriyor ve diğer ihtiyaçlarını karşılıyordum. Buna karşılık bir keresinde bana: ‘Ey Rabia, dile benden ne dilersen’ buyurdu. Ben de: ‘Cennette seninle beraber olmayı isterim,’ dedim. Hz. Peygamber (s.a.v.) de: ‘Başka bir şey istemez misin?’ buyurdu. Ben de ‘isteğim sadece budur,’ dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.): ‘Öyleyse çok namaz kılıp secde ederek bu isteğinin yerine gelmesi için bana yardımcı ol’ buyurdular.

O halde secdenin tadına varmak için namazlarımızı kılmaya gayret gösterelim. Hz. Peygamber’in duasına mazhar olmak ve cennette komşusu olmak için de namazın özü olan secdelerimizi artıralım. Cenab-ı Hakk, nefsimizi, eşlerimizi ve neslimizi namazı dosdoğru kılan, rükû ve secdelerle Allah katında yüksek mertebelere ulaşan salih ve muslih kullarından eylesin.

 

Mustafa TEKİN

IĞDIR İL MÜFTÜSÜ

 

 


[1] Fetih suresi, 48/29.

[2] Nisa, 4/43.

[3] Yunus, 10/10.

[4] Alak, 96/19.

İlginizi Çekebilir
Malatya'da uyuşturucu operasyonu
Malatya'da uyuşturucu operasyonu
Yurt dışına kaçmaya çalışan 3 firari hükümlü tırda yakalandı
Yurt dışına kaçmaya çalışan 3 firari hükümlü tırda yakalandı
Diyadin kaplıcalarına yoğun ilgi
Diyadin kaplıcalarına yoğun ilgi
Ağrı'da bayram tedbirleri: Trafik ve asayiş denetimleri aralıksız sürüyor
Ağrı'da bayram tedbirleri: Trafik ve asayiş denetimleri aralıksız sürüyor
Son Haberler
Iğdırlı Gençler 19 Mayıs'ta Ankara'da Türkiye’yi Temsil Etti
Iğdırlı Gençler 19 Mayıs'ta Ankara'da Türkiye’yi Temsil Etti
Bendemurat Köyü'nde Mera Açılışıyla Hayvancılığa Nefes Aldıran Proje Hayata Geçti
Bendemurat Köyü'nde Mera Açılışıyla Hayvancılığa Nefes Aldıran...
Iğdır'ın Yöresel Tatları Tuz Mağaralarında Tanıtıldı
Iğdır'ın Yöresel Tatları Tuz Mağaralarında Tanıtıldı
Fırat Çekim'den Aynı Gün İki Şampiyonluk!
Fırat Çekim'den Aynı Gün İki Şampiyonluk!
Iğdır’da “Etkili Zaman Yönetimi” Söyleşisine Yoğun İlgi
Iğdır’da “Etkili Zaman Yönetimi” Söyleşisine Yoğun İlgi
Erciş’te kimlik kartına ehliyet bilgilerinin yüklenmesine başlandı
Erciş’te kimlik kartına ehliyet bilgilerinin yüklenmesine başlandı

Ana Sayfa
GÜNDEM
SPOR
EKONOMİ
ASAYİŞ
SAĞLIK
SİYASET
RESMİ İLANLAR
EĞİTİM
GENEL
TEKNOLOJİ
IĞDIR
DÜNYA
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • ASAYİŞ
  • DÜNYA
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • GENEL
  • GÜNDEM
  • IĞDIR
  • SAĞLIK
  • SİYASET
  • SPOR
  • TEKNOLOJİ
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri
Google Play
ücretsiz indirin
App Store
ücretsiz indirin

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim