Sözleşmeli istihdam şekli verimli olmuyor, sorun biriktiriyor, iş barışını zedeliyor.
Aynı vazifeyi yapanlar neden farklı haklara sahipler? Aynı sınıfta aynı dersi anlatan, aynı okulda görev yapan öğretmenler arasında ayrımcılık olmaz, olmamalıdır.
Sözleşmeli öğretmenlerimiz, başta iş güvencesi olmak üzere, vergi dilimi, net ek ders ücreti, görevde yükselme, yer değişikliği, net hazırlık ödeneği gibi haklardan mahrumlar. Artık kadro müjdesi bekliyorlar.
Sözleşmeli öğretmenlik anayasal hakları sınırlamakta, aile bütünlüğünü bozmakta, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakmakta, öğretmenleri işi ile eşi arasında tercihe zorlamaktadır.
Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikaları eğitimcilerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, verimliliği düşürmektedir.
Kadrolu kamu görevlileri yasaların verdiği güvenceyle aile bütünlüğünü korurken, sözleşmeliler birçok haktan mahrum, üstelik de ailesine kavuşacağı gün için şafak saymaktadır.
Kamu istihdam politikalarına yön verenler, nitelikli kamu hizmetinin ancak iş ve iç huzuruna kavuşmuş, anayasal hakları tesis edilmiş kamu personeli eliyle yürütülebileceğini görmelidir.
Eğitimciler, işi ile ailesi arasında tercihte bulunma zorunluluğundan kurtarılmalı, anasından babasından ayrı büyüyen çocukların aile hasretine son verilmelidir.
Aileleri bölen, öğretmenin zihnini ailevi sorunlarla meşgul eden, aynı işi yapanlar arasında sosyal hiyerarşi üreten, hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren sözleşmeli öğretmenlik uygulaması bitmelidir.
Türkiye’nin gücü ve tarihi birikimi, sahip olduğu inanç ve medeniyeti, insan onuru, aile ve emek konusundaki güçlü hassasiyeti, güvencesiz istihdamı kamuda terk etmeyi aile kurumunu muhafaza etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Bizler, Türkiye’nin gerek mali gerekse fikrî gücünün en kısa süre içerisinde sözleşmeli öğretmenleri kadroya taşımaya, sözleşmeliliği tarihte ikinci kez kötü bir anı olarak bırakmaya yeteceğine inanıyoruz.
Yetkililerden, sözleşmeli öğretmenlerimizin aile hasretine son verecek, onları ailelerine kavuşturacak adımı atmalarını, ara tatilde tayin hakkı vererek mahzun yüzleri güldürmelerini bekliyoruz.
Sözleşmeli öğretmenlik, geçmişte uygulanmış ve geri dönülmüş bir hatanın tekrarı, aynı kısır döngüyü yeniden kurmanın, birçok değeri heba etmenin adıdır.
Sözleşmeli öğretmenlik bütünüyle terk edilmeli ve mevcut sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçişini sağlayacak düzenleme ivedilikle hayata geçirilmelidir.
