Iğdır Üniversitesi'nde “Sulak Alanların Önemi, Türkiye’de ve Iğdır’da Biyoçeşitlilik” Konulu Panel Düzenlendi
Iğdır Üniversitesi tarafından “Sulak Alanların Önemi, Türkiye’de ve Iğdır’da Biyoçeşitlilik” konulu panel düzenlendi. Şehit Bülent Yurtseven Kampüsü 8 Eylül Şehitleri Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Dr. Öğr. Üyesi Belkıs Muca ve Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Müdürü Mete Türkoğlu katıldı. Panele ayrıca Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, akademisyenler ve öğrenciler de katılım sağladı.
“Biyoçeşitliliğimize sahip çıkmak biz biyologlar için bir vatan borcudur”
Panelde ilk konuşmacı olarak söz alan Dr. Öğr. Üyesi Muca, ülkemizdeki biyoçeşitliliğin zenginliğini anlattı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu Biyoçeşitlilik ve envanter çalışmalarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Muca, kendisinin de içinde bulunduğu biyoçeşitliliğe dayalı envanter çalışmalarının ülke ekonomisi ve değerleri bakımından önemini vurguladı. “Mevcut değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu bizler için bir vatan borcudur” şeklinde konuşan Dr. Öğr. Üyesi Muca, ülkemizde gerçekleşen biyokaçakçılık olayları hakkında bilgiler verdi. Sahip olduğumuz biyoçeşitliliğin kaçırılarak bize karşı kullanıldığını belirten Muca, biyokaçakçılık yoluyla ülkemizden hangi canlı gruplarının ne şekilde kaçırıldıklarını örneklerle açıkladı.
Türkoğlu “Iğdır Türkiye’nin Önemli Sulak Alanlarından Biridir”
Panelde Dr. Öğr. Üyesi Muca’dan sonra söz alan Mete Türkoğlu da, sulak alanların tropik ormanlardan sonra biyolojik çeşitliliğin en yüksek olduğu ekosistemler olduğunu söyledi. Türkoğlu, “Sulak alanlar birçok tür ve canlıya beslenme, üreme, barınma alanı olarak ev sahipliği yapar. Dünyanın zenginlik müzeleridir. Sulak alanlar başta balıkçılık olmak üzere tarım ve hayvancılık, saz kesimi, eko turizm gibi faaliyetlerle ekonomiye katkı sağlar. Yeraltı sularının beslenmesi ve boşalımını kontrol eder, taban suyunu dengeler taşkın kontrolünü sağlar bölgenin su rejimini düzenler. Dünyadaki karbonun 40’ı sulak alanlar tarafından depolanmaktadır. Depolanan karbonun açığa çıkması küresel ısınmayı 60 artırmaktadır. Bulunduğu yerin iklimine olumlu etki yapar. Sulak alanların en önemli özelliği insanoğlunun kullandığı su kaynağı olmasıdır. Bütün bu özellikler sulak alanların mutlak bir suretle korunması gerektiğini ortaya koymaktadır. Ülkemizde 135 adet sulak alan bulunmaktadır. Sulak alanlar doğal veya suni, durgun veya akıntılı, tatlı veya acı olabilir. Tüm canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan sulak alanlar, ekolojik açıdan son derece önemli olan yerleridir” dedi.Panel, katılımcılara teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından sona erdi.