İlk, orta ve lise eğitimini Cercis Murat Konağı'nda geçirdi. Mardin’in önemli tüccarlarından biri olan babası Cercis Bey, oğlunun doktor olmasını istiyordu. Babasını kırmayan genç adam, kaydını İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne yaptırdı. Maddi durumu yeterli olmayan hastaları ücretsiz tedavi ettiği için 'Yoksulların doktoru' olarak tanınan ve bu nedenle hakkında dava açılan Prof. Dr. Murat Dilmener’in öğrencilerine verdiği öğüt ise kulaklara küpe olacak cinstendi.
Murat Dilmener, 1941 yılında Süryani bir ailenin çocuğu olarak Mardin’de dünyaya geldi. Kentin önemli tüccarlarından biri olan Cercis Beyin oğlu olması dolayısıyla çocukluğu, 1888’de inşa edilen ve günümüzde restore edilerek restoran haline getirilen Cercis Murat Konağı’nda geçti. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin’de tamamlayan Murat Dilmener, üniversite sınavında tıp ve mühendislik bölümlerini kazandı. Cercis Bey, oğlunun doktor olmasını istiyordu. Babasını kırmayan genç adam, kaydını İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne yaptırdı. İdealist bir öğrenciydi, fakülteyi başarıyla tamamladı. Daha sonra Mardin’e döndü ve burada bir süre doktor olarak çalıştı. Askerliğini tamamladıktan sonra mezun olduğu fakültede “hocaların hocası” unvanını alacağı akademik kariyerine başladı. 1983 yılında doçent olurken, 1988 yılında profesör unvanını aldı. 1991 yılından itibaren Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ile İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı. Hayatını adadığı mesleğini “Sağlık para ile satın alınmaz” ilkesiyle sürdüren Murat Dilmener, maddi durumu yeterli olmayan hastaları karşılıksız tedavi ettiği için 'Yoksulların Doktoru' olarak biliniyordu. Ancak bu durum diğer doktorların şikâyetiyle hakkında dava açılmasına neden oldu.
FAKÜLTENİN EN SEVİLEN VE EN SAYGI DUYULAN HOCASIYDI
Murat Dilmener, Türkiye’nin en önemli tıp profesörlerinden biriydi. Binlerce öğrenci yetiştirdi. Hiçbir öğrencisini sınıfta bırakmadı. Çünkü onun için asıl mesele bildiklerini öğretmekti. Güler yüzü, dostane tavrı, yardımseverliği ve öğretme azmiyle fakültenin en sevilen ve en saygı duyulan hocalarından biri oldu. Kurucuları arasında yer aldığı Tıp Fakültesi Vakfı aracılığıyla Çapa Tıp Fakültesi’nin restore edilmesi ve eksikliklerinin tamamlanması için çok gayret gösterdi. Ayrıca İç Hastalıkları Yardım Derneği, Türk Tıp Derneği ve Mardin Eğitim Vakfı kurucuları arasında yer aldı. 1967-1974 yılları arasında Mardin Süryani Kadim Vakfı’nın başkanlığını da üstlendi.